Özellikle yakınlarımızdan bu tür talepleri çok alıyoruz. “Küçücük bir iş, ne olacak ki?” ya da “Bir dilekçe yazmak kaç dakikanı alır ki?” tarzında sorularla karşılaşmak her avukatın kaderidir. Bununla birlikte avukatlık mesleğinin fiyat biçtiği şey her ne kadar ayırdığı mesaiden ziyade bilgi ve tecrübesi olsa da, bir an için işin küçüklüğünü kabul etsek dahi önümüzde yasal engellerin olduğunu belirtmek gerekir.
Avukatlık kanunu uyarınca avukatlık mesleği ancak ücret karşılığında icra edilebilir. Yani vekaletname sunduğumuz her dosyadan, en az her yıl TBB’nin yayımladığı avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca ücret almamız zorunludur. Aksini yapmak, yani daha az ücret almak ya da hiç ücret almamak kanun uyarınca disiplin suçudur.
2019 yılı için TBB Asgari ücret tarifesi: https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/2019-avukatlik-asgari-ucret-tarifesi-80365
Avukatın ücretsiz iş üstlenmesinin tek sıkıntısı disiplin soruşturmasından ibaret de değildir. Avukat, dosyaya vekaletnamesini sunduğu anda Vergi İdaresince de o iş için en az TBB’nin asgari ücret tarifesi uyarınca ücret alındığı kabul edilir ve bu ücret üzerinden vergilendirme yapılır. Bu vergilendirmenin %20 gelir vergisi ve %18 KDV olduğunu düşündüğümüzde, örneğin asgari tarifesi 5.450,00-TL olan bir ağır ceza mahkemesi dosyasına vekalet sunulduğunda; avukat doğrudan bu miktar üzerinden %38 oranında vergi ödemek zorunda kalacaktır. Yani bu para avukatın cebinden çıkacak, ücret alınmadığı takdirde avukat maddi zarara da uğrayacaktır.
Peki danışma ücretli midir?
Bu konuda kanun ile uygulama örtüşmemektedir. Zira kanun her ne kadar hukuki danışmayı da zorunlu ücrete tabi tutsa da, gerek denetimin imkansızlığı gerek toplumumuzun yapısı ve sosyoekonomik koşulları danışma ücreti uygulamasını imkansız kılmaktadır. Ancak özellikle kurumsal bazda şirketler için sabit ücret karşılığında hukuki danışmanlık hizmeti veren avukatlar ve hukuk büroları bulunmaktadır.