İş güvencesinden faydalanamayan belirsiz süreli iş sözleşmesine tabi olan işçinin, sahip olduğu iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedilmesi sonucu ödenene tazminat kötü niyetli tazminat olarak isimlendirilmektedir.
Kötü niyetli tazminat ihbar tazminatına bağlı olan bir tazminat türü değildir. İşçiye ihbar tazminatı ödenmişse bu durum kötü niyetli tazminat ödenmeyeceği anlamına gelmez.
İş Kanununda Kötü Niyet Tazminatın Yeri
İş Kanunu’nda Madde 17/6 belirsiz süreli iş sözleşmesinin ihbar süreli feshinin düzenlendiği maddedir. Bu maddeye göre iş güvencesinin dışında kalan işçiler iş sözleşmesinin, feshi hakkının kötüye kullanılarak sona erdirilmesi durumunda işçiye, bildirim süresinin üç katı kadar tazminat ödemek zorundadır. Fesih için bildirim şartına da uyulmamışsa bu durum için de tazminat ödenmesi gerekmektedir.
İş Kanunu’nda yer alan 18. Madde ile de iş güvencesinin hükümleri düzenlenmiştir. Kanunda yer alan maddeye göre işçinin iş güvencesinden faydalanması için işyerinde en az 30 adet çalışanın olması ve bu işyerinde 6 aylık kıdeme sahip olunması gerekmektedir. Eğer işçiler bu şartları sağlamıyorsa işe iade davalarını açma hakkına sahip olmazlar. Ancak ödenmeyen hakları için dava açabilirler.
İhbar tazminatı, kıdem tazminatı ve kullanılmayan yıllık izin parası ödenmemiş ise işçiler bu ücretlerin tamamının talep edileceği davaları açabileceklerdir. Bunlara ek olarak işverenin fesih işleminin kötü niyete dayandığını iddia ederek kötü niyet tazminatı davası da açabileceklerdir.
Borçlar Kanununda Kötü Niyetli Tazminatın Yeri
İşçiler eğer İş Kanunu kapsamına girmeyen çalışanlarsa bu durumda Borçlar Kanunu’na tabi olurlar. Böyle bir durum söz konusu olduğunda da davalar borçlar kanunu çerçevesinde açılacaktır.
Borçlar kanununun 434. Maddesi İş Kanunu ile benzer bir açıklamaya sahiptir. Kanuna göre hazırlanan hizmet sözleşmesinin fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işverenin işçiye fesih bildirim süresi içerisinde alacağı ücretin 3 katını ödemesi gerekmektedir.
Kötü Niyet Tazminatı Hangi Durumlarda Talep Edilebilir?
Kötü niyet tazminatı davalarının açılabilmesi için belli şartların oluşması gerekmektedir. Sadece birazdan belirteceğimiz şartların tamamını sağlayan işçiler bu davaları açarak tazminat talebinde bulunabilirler.
1- İşyerinde Sürekli Olarak Çalışıyor Olmak
Kötü niyet tazminatının talep edilebilmesi için ilk olarak devamlı aynı işte çalışıyor olunması gerekmektedir. Yasaya göre bu süre 30 iş günüdür. İşçinin en az 30 gündür aynı iş yerinde çalışması ve yaptığı için belli olması gerekir.
2- İş Güvencesi Kapsamına Dâhil Olmamak
Çalışılan işyerinde en az 30 işçinin bulunması ve bu işyerinde 6 aydan daha az süre çalışılıyor olması gerekmektedir. Eğer işçiler 6 aydan daha uzun süredir bir işyerinde çalışıyorsa bu durumda işe iade davaları açılabildiğinden kötü niyet tazminat davaları açılamaz.
3- İş Sözleşmesinin Fesih İşleminde Kötü Niyetin Varlığı
Fesih işleminin sebebi kötü niyet örneği olarak gösterilebilen maddelerden bir tanesi olmalıdır. Bunlar dışında bir sebeple gerçekleşen fesih işlemlerinde bu dava açılamaz.
4- İş Sözleşmesinin Belirsiz Olması
İşçinin çalışmaya başlamadan önce yaptığı sözleşmelerin süresiz olması gerekmektedir. Eğer belirli bir süreye tabi olan sözleşmeler söz konusu ise davaların açılması mümkün olmayacaktır.
Kötü Niyet Örnekleri Nelerdir?
İşçinin;
- Sendikaya üye olması,
- İşvereni şikâyet etmesi ya da dava açması,
- Temel hak ve hürriyetlerinin engellenmesi,
- Yasal haklarını talep etmesi,
- Irk, renk ya da cinsiyet bakımından farklılığa sahip olması,
- Evliya da bekâr olması sebebiyle ayrımcılığa maruz kalması,
- Gebelik ya da doğum olaylarını yaşaması, gibi sebeplerle iş sözleşmeleri feshedilirse bu durum kötü niyetli fesih olarak isimlendirilmektedir.