Yurt dışı çıkış yasağına itiraz dilekçesi

CMK m. 109, adli kontrol tedbirlerini düzenlemektedir. Buna göre, suç şüphesinin ve sanığın / şüphelinin kaçma ihtimalinin ortaya çıktığı durumlarda kanun koyucu; kovuşturma aşamasında mahkemelere, soruşturma aşamasında ise savcılığın talebi üzerine sulh ceza hakimliklerine adli kontrol tedbiri koyma yetkisi vermiştir. İşbu tedbir, uygulamada tutuklama kararının bir nevi yumuşatılmış hali olarak öne çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, tutukluluğun gerekli görülmediği hallerde mahkemeler ya da hakimlikler tarafından adli kontrol tedbiri verilmektedir. 

 

Adli kontrol tedbirleri, evden ayrılmamak, belirlenen bir yere imza atmak ya da yurt dışına çıkamamak gibi şekillerde verilebilir. Aşağıdaki dilekçe örneği, şablon olarak Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol kararına itiraz olarak kaleme alınmıştır.

 

İZMİR 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Gönderilmek Üzere
İZMİR 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA

Dosya No: 2023/?? E.

İTİRAZ EDEN
SANIK              :
(Sanığın adı)

MÜDAFİİ        : Av. Ramazan Sertan SAFSÖZ

KONU               : Sanık müvekkil yönünden verilen ??.??.2023 tarihli
          Adli kontrol kararına itirazlarımızın sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR    :

        İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2023/??? E. sayılı dosyasının ??.??.2023 tarihli duruşmasının 8 no'lu ara kararı uyarınca sanık müvekki hakkında yurt dışına çıkmamak  yönünde adli kontrol tedbirlerine hükmetmiştir. Eksik inceleme ve değerlendirme neticesinde verilen işbu kararın kaldırılması gerekmektedir. Şöyle ki;

        1- MÜVEKKİL HAKKINDA KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ YOKTUR.

        Dosya incelendiğinde, aksi sabit olmayan maddi olgularla ve hayatın olağan akışıyla uyumsuz müşteki ve taraflı tanık anlatımları dışında müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin hiçbir delil olmadığı, dolayısıyla kuvvetli suç şüphesinin de bulunmadığı rahatlıkla görülebilecektir.

        Nitekim görülen davayı hazırlık aşamasında yürüten Urla Cumhuriyet Başsavcılığınca müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi, kararın kaldırılması neticesinde açılan davada İlk Derece Mahkemesinin ??.??.2023 tarihli tensip tutanağında da müvekkil hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasını gerektirir herhangi bir karar alma ihtiyacı hissetmemesi iddiamızı doğrular niteliktedir.

        Müvekkil hakkında hem kendi içlerinde hem birbirleriyle çelişkili, maddi olgularla uyumsuz ve doğrudan doğruya taraflı olduğu açıkça anlaşılan tanık ve müşteki beyanlarının dosyaya yenilik katmadığı gözetildiğinde, geldiğimiz aşamada müvekkil hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulanması açıkça yasaya aykırıdır.


        2- MÜVEKKİL, HAKKINDA HERHANGİ BİR TEDBİR OLMADIĞI HALDE DURUŞMAYA BİZZAT YURTDIŞINDAN GELEREK KATILMIŞTIR.

        Yukarıda açıklandığı üzere müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin kuvvetli şüphe olmadığı gibi müvekkilin kaçma şüphesi de bulunmamaktadır.

        Zira müvekkil herhangi bir tedbir olmamasına rağmen yaşadığı Almanya'dan bizzat duruşma için gelmiş ve duruşmaya katılım sağlamıştır. 

        Dahası, müvekkil savunmasının daha doğru anlaşılabilmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesinden ısrarla keşif talep etmiş, bu talebine ilişkin tarafımızca mahkemeden ??.??.2023 tarihli yazılı dilekçemizle keşif talep edilmiş, KEŞFE MÜVEKKİLİMİZİN KATILMA İSTEĞİ DİKKATE ALINARAK KEŞİF TARİHİNİN AYARLANMASI istenmiştir. Başlı başına bu dilekçede yer alan hususlar dahi müvekkilin duruşmalara ve diğer işlere katılım göstermekteki isteğinin ve masumiyetine olan inancının tartışmasız olduğunu gösterebilecekken, yargılamanın gelinen aşamasında müvekkil aleyhine dosyada herhangi bir yeni delil girmediği de gözetilmeksizin müvekkil aleyhine verilen adli kontrol kararı açıkça yasaya aykırıdır.

        3- ADLİ KONTROL KARARI MÜVEKKİLİN VE AİLESİNİN BUGÜNE KADARKİ TÜM EMEĞİNİ ORTADAN KALDIRMA TEHLİKESİ YARATMAKTADIR.

        Müvekkil, Almanya'da yaklaşık 25 yıldır Devlet Tren Yollarında memur olarak çalışmaktadır. (Eki: Maaş bordrosu) Ekte sunulu bordroda kırmızıyla işaretli alan müvekkilin işe başlangıç tarihi olan 01.09.2020 tarihini, sarı ile işaretli alan ise müvekkilin son maaş aldığı tarih olan 2023 yılı 10. ayı ifade etmektedir. Müvekkil iki haftalık izin alarak duruşmaya gelmiş ve duruşma günü akşam yeniden Almanya'ya dönmeyi planlamıştır. Müvekkilin vaktinde ülkesine dönememesi ve mazeretsiz olarak işe gitmemesi halinde müvekkilin işine son verilecek, bu son verme Almanya yasalarına göre haklı fesih sayılacak, müvekkilin emekliliği de dahil tüm yasal hakları ortadan kalkacaktır. 

        Mevcut delil durumu gözetildiğinde, müvekkil hakkında yapılacak yargılama neticesinde üzerine atılı suçtan beraat edeceği kuvvetle muhtemelken, verilen işbu adli kontrol kararının müvekkilin yaşamına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği, sadece kendisinin değil; tüm ailesinin geleceğini yok edeceğinin anlaşılması gerekir. 

        4- MÜVEKKİLİN TÜRKİYE'DE KALACAK YERİ OLMADIĞI GİBİ HAYATİ TEHLİKESİ DE MEVCUTTUR.

        Müvekkilin Türkiye'de kalabileceği tek sabit ikametgah olan olayın yaşandığı yazlık eve almış olduğu tehditler ve can güvenliği endişesiyle gidememektedir. Kalacak başkaca bir yeri olmadığı için Antalya'da bir otele yerleşmek zorunda kalmıştır. Bu halde dahi tehditler almaya devam etmesi nedeniyle can güvenliği endişesi yaşamaktadır. Duruşmaya dahi aynı endişe ve tehditler sebebiyle İzmir'den SEGBİS yoluyla katılmak zorunda kalmıştır.

         Nitekim görülen duruşma sonrası müşteki yan ve yakınları tarafından diğer sanığa ve müdafiilerine yönelik fiziki saldırı tarafımızca SEGBİS ekranından görülmüştür. Müvekkilin duruşmalar dışında Türkiye'de bulunmak zorunda kalması ve özellikle imza atma yükümlülüğü içeren adli kontrol tedbiri nedeniyle yurt içinde kaldığı adresi açıkça belirtmek zorunda kalması tehditlerin riskini büyütmekte, telafisi mümkün olmayan hadiselerin ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır. 

        5- MÜVEKKİL HAKKINDA UYGULANAN ADLİ KONTROL TEDBİRİNDEN ELDE EDİLECEK BİR MENFAAT YOKTUR.

        Yukarıda ayrıntılarıyla izah edildiği ve dosyadan da anlaşılacağı üzere kuvvetli suç şüphesinin yokluğunda, duruşmaları bizzat yurt dışından gelerek takip eden, savunmasını yapmakta istekli, masum olduğuna inanan ve kaçma şüphesi bulunmayan müvekkil hakkında çok ağır sonuçlara yol açacağı sabit olan adli kontrol tedbiri uygulanmasında herhangi bir menfaat bulunmamaktadır.

        Kabul anlamına gelmemek koşuluyla bir an için müvekkil hakkında adli kontrol tedbirinin uygulanmasının elzem olduğu kanaati olsa dahi, hayati tehlikeye yol açan ve müvekkilin 25 yıllık memuriyetini engelleme ihtimali olan işbu tedbirlerin kaldırılarak hazırlık aşamasında olduğu gibi Almanya'da bulunan konsolosluklara imza atmak şeklinde seçenek bir tedbire hükmedilmesini talep etmekteyiz.

        Tüm bu sebeplerle, karara itiraz etme ve Sayın Mahkemenize başvurma zarureti hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM    : Yukarıda açıklanan nedenler ve Heyetinizce re'sen tespit edilecek hususlar doğrultusunda, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi 2023/??E. sayılı dosyasının ??.??.2023 tarihli duruşmasının 8 no'lu ara kararı uyarınca verilen adli kontrol kararının KALDIRILMASINA, mümkün olmaması halinde kararın değiştirilmesine ve müvekkilin ALMANYA'DA YAŞADIĞI BÖLGEDEKİ KONSOLOSLUKTA İMZA ATMASI YÖNÜNDE ADLİ KONTROL KARARINA HÜKMEDİLMESİNE, yine mümkün olmaması halinde açık adresi üzerinden hayati tehlikesini engellemek amacıyla imza atmak yönündeki adli kontrolün kaldırılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 28.11.2023

            Sanık İsim Soyisim
            Müdafii
            Av. Ramazan Sertan SAFSÖZ

            (*e-İmzalıdır.)


Ek-1: Maaş bordrosu. (Almanca)

Yorumlar

Bir Yorum Yazın