Eşin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı sadece boşanma veya ayrılık sürecinde eşler arasında yaşanan bir olay değildir. Çocuklar da boşanma veya ayrılık sürecinde olaylara, çatışmalara, çekişmelere ve tartışmalara şahit olmaktadır. Bu olaylardan doğrudan veya dolaylı olan yollardan etkilenmektedirler.
Bu bakımdan çocuklar açısından travmatik sonuçları vardır. Hatta çocukların boşanma sürecinden sonra da yaşamış oldukları travmaları devam eder. Boşanma sürecinde çocukların yaşamış oldukları kaygıları ve korkuları anne ya da babadan birini kaybetme durumudur.
Eşler, boşanma sürecini çocukların zararsız bir şekilde atlatabilmeleri, çocukların duygusal ve psikolojik yönden bu süreçten etkilenmemeleri için gerekli olan tedbirleri almak, aralarında yaşanan problemleri çocuklara hissettirmeden ve çocuğun diğer eşle gerçekleştirdiği iletişiminin sağlıklı olması için tüm gereklilikleri yerine getirmekle yükümlüdürler.
Eşlerden Birisinin Çocuk İle Görüşmemesi Mümkün Müdür?
Çocuk ile eşlerin kendi aralarında gerçekleşen kişisel ilişkileri eşlerden önce çocukların ihtiyaç duyduğu bir konudur. Yapılan düzenlemelerde çocuğun yüksek yararı gözetilir. Bu nedenle kural olarak ayrık olan durumlar haricinde çocuk ile eşin mahkeme tarafından kişisel ilişki kurmasına karar verilecektir. Fakat bu kararlar kesin kararlar değildir. Bu kararlar, değişen şartlarla yeniden düzenlenebilen ve kaldırılabilen kararlardır.
Çocuk İle Eşin Hangi Hallerde Kişisel İlişki Kurulması Engellenebilir?
Çocuk ile eşin kişisel ilişki kurmaması yönünde alınan bir karar, çocuğun cinsel istismara veya fiziksel şiddete uğraması hallerinde alınır. Kişisel ilişki kurma hakkı kararı varsa bu karar kaldırılır ya da reddedilir. Bu durumlar haricinde de çocuğun psikolojik, ruhsal ve fiziksel gelişiminin herhangi bir zarara uğraması halinde de kişisel ilişki kurma hakkı engellenir.
Çocuk İle İlişki Kurulması Hakkından Feragat Etme Hakkı Var Mıdır?
Çocuk ile ilişki kurma hakkı şahsa ait olan kişisel haklardan biridir. Bu yönüyle bu haklardan feragat etmek mümkün değildir. Bu hakkın başka birine devredilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle taraflar arasında mahkemede bu yönde verilen beyanlar geçersizdir. Burada verilen geçersizlik kararı kesin hükümsüzlük biçimindeki ağır bir geçersizlik türüdür.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kurmada Çocukların İstekleri Söz Konusu Olur mu?
Bu konuda bir karara varılırken özellikle kendi görüşlerini ifade edebilme yeteneğine sahip çocukların görüşlerinin alınması zorunludur. Bu biçimde belirli yaşa gelmiş çocukların beyanları alınmadan, Çocuk İle Kişisel İlişki Kurulması hakkındaki kararlar üst mahkemeler tarafından bozulacaktır. Mahkemede çocuğun fikirlerini alırken pedagog ya da sosyal çalışmacılar tarafından yardım alabilecektir.
Çocuğun İstekleri Hâkimi Bağlar Mı?
Çocuğun isteklerinin hâkimi bağlayıp bağlamama konusunda kanunda belirtilenler şu şekildedir:
- Bu konuda yer alan temel ilke çocuğun yüksek menfaatidir. Bu bakımdan mahkeme hâkimi çocuğun isteklerine bağlı kalamaz.
- Burada dikkat edilecek olan nokta, çocuğun kararlarının temelinde yatan sebeplerin tespit edilmesi ve çocuğun kişisel ilişkiyi istememe durumunda haklı bir sebebin olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Hakim tüm bu sebepler ışığında çocuğun beyanlarına ihtiyaç duymadan karar verebilecektir.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kararının Kapsamı
Çocuk ile eşlerin kişisel ilişki kurulması hakkında bir karara varılması için çocuğun şu durumları göz önünde bulundurulur:
- Eğitim durumu,
- Çocuğun yaşı,
- Sağlık durumu,
- Okul durumu,
fiziksel engelinin bulunup bulunmaması gibi unsurlar göz önünde bulundurularak çocuk ile velayeti bulunmayan eşle kişisel ilişki kurulması hakkında bir karara varılır. Emzirme dönemindeki bir bebeğin babaya verilmesi çocuğun sağlığını veya hayatını tehlikeye atabilecek bir durumdur. Okula giden çocukların haftada bir gün babasıyla vakit geçirmesi için kurulan kişisel ilişki çocuğun okul hayatını olumsuz etkileyecektir.