Gerçek ya da tüzel kişilerin borçlarını ödemekte güçlük yaşaması, gideri gelirinden çok daha yüksek olup ticari hayatına devam edemeyecek duruma gelmesi ve bu durumda alınacak olan mahkeme kararı sonrasında kişinin içerisinde kaldığı durum iflas olarak isimlendirilmektedir.
İflas eden kişileri ekonomik açıdan çok zorlu bir süreç bekler. Bu kişilerin borçlarını kısa bir sürede kapatabilmesi ya da ekonomik hayatını tekrar düzene sokabilmesi için bazı düzenlemeler yer alır. Bu düzenlemeleri kullanabilmek adına insanlar bazı suçlar işleyebilirler. Bu suçlar mahkemeler tarafından en ağır şekilde cezalandırılacaktır. İflas sürecinde işlenen suçlar hileli ya da taksirli iflas suçu olarak nitelendirilir.
Hileli İflas Suçu Nedir?
İnsanlar mal varlıklarını eksiltmek amacı güderek bir takım hileli tasarruflarda bulunurlarsa, tasarrufun sonrasında ya da öncesinde iflas kararı gelirse 3 yıldan 8 yıla kadar değişen seviyelerde hapis cezası alabileceklerdir. Bu aşamada yapılan hileli işlemlerin iflasın öncesinde ya da sonrasında olması önemli değildir. Her ikisi de suç olarak kabul edilir.
Hileli ve Taksirli İflas Suçu Nedir, Hangi Suçlar Bu Kapsama Girer
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 161. Maddesi hileli iflas hakkında insanları bilgilendirmektedir. Yapılan işlemlerin hileli iflas kategorisinde yer alması için belirlenen şartlar aşağıdaki gibidir:
- Alacaklı olan kişilerin alacaklarının teminatı olarak gösterilen malların gizlenmesi, kaçırılması ya da değerinin azalmasına sebebiyet verilmesi.
- Mal varlığının kaçırıldığına dair fikir ve düşüncelerin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla ticari defter, kayıt ya da belgelerin gizlenmesi veya ortadan kaldırılması.
- Gerçekte bir borç ve alacaklı durumu söz konusu olmamasına rağmen böyle bir durum varmışçasına borçların artmasına sebebiyet veren belgelerin düzenlenmesi.
- Sahte bilanço tanzimiyle ya da gerçekte olmayan muhasebe kayıtları ile gelirin olduğundan daha az gösterilmesi.
Yukarıdaki şartlardan bir tanesini sağlayarak hileli iflas cezası alan kişiler bu cezası iflas ettikleri için almazlar. İflas ederken mal varlığını azaltmak amacıyla yaptıkları hamlelerden dolayı alırlar. Kişinin mal varlığını azaltmak adına hamleler yapıp bunda başarılı olması gerekir. Ayrıca bu hamleleri yapmış olmasına rağmen iflas gerçekleşmemişse bu suçtan bahsedilemez. Hileli iflas suçu yalnızca iflasın gerçekleştiği durumlarda geçerlidir.
Mahkemeler hileli iflas suçunun olup olmadığını anlamak adına muhasebe defter ve belgeleri, muhasebe kayıtları, sözleşme, ticari defterler, irsaliye, makbuz ve sair finansal kayıtları incelemektedir. Bu kayıtların incelenmesi aşamasında bilirkişilerden yardım alınması da şarttır.
Taksirli İflas Suçu Nedir?
Taksir kelimesi hukuk alanında sıklıkla kullanılır. Kısaca tedbirsiz davranma, talimatlara uymama ya da meslekte acemilik yaşama gibi anlamlara gelmektedir. Taksirli iflas suçu gerçek ya da tüzel kişilerin ticari kapasitelerini yanlış analiz ederek, kapasitelerine uygun adımlar atmayarak iflas etmeleri sonucunda ortaya çıkar.
Şirketlerin sahip oldukları imkânlara yönelik adımlar atmayan, borçlarına uygun davranmayan ve daha fazla borç edinen ya da ödemesi mümkün olmayan borçların altına girerek iflas eden kişilerde bu suç aranmaktadır.
Kişilerin her zaman işlerine özen gösterme yükümlülüğü vardır. Bu durumda kişiler eğer iyi bir planlama yapmayarak bariz hatalar gerçekleştirmişlerse mahkemeler tarafından bu hataların bilerek yapılıp yapılmadığı incelenir. Eğer bilerek yanlış atılan adımlar varsa bu durumda taksirli iflas suçu ortaya çıkar.
Taksirli ve Hileli İflas Suçlarında Uzlaşma Seçeneği Söz Konusu mu?
Herhangi bir suçun uzlaşmaya tâbi olabilmesi için şikâyete bağlı olması gerekir. Ancak taksirli ve hileli iflas suçları şikâyete bağlı suçlar değildir. Bu sebeple de herhangi bir uzlaşma durumu söz konusu olmaz. Davalar görülecek ve davada alınan kararlar uygulanacaktır.